Kefalet, kira sözleşmelerinde sıkça rastlanılan bir durumdur. Ancak kira sözleşmelerinde kefaletin geçerli olması ve kefilin sorumluluğuna gidilebilmesi için birtakım şartların yerine getirilmiş olması gerekmektedir.
Kefalet sözleşmelerine ilişkin hususlar Türk Borçlar Kanunu’nun 583 ve müteakip maddelerinde düzenlenmektedir. Anılan madde içeriğinde kefalet sözleşmesinin geçerlilik şartları sayılmıştır. Bu şartların yerine getirilmediği durumlarda kefalet sözleşmesi geçersiz kabul edilecek ve kefilin sorumluluğuna gidilemeyecektir.
Buna göre bir kira sözleşmesindeki kefalet kaydının geçerli olabilmesi için
- Kefalet kaydının yazılı şekilde yapılması
- Kefilin sorumlu olacağı azami miktarın belirlenmiş olması
- Kefalet tarihinin belirlenmiş olması
- Eğer müteselsil kefillik söz konusu olacaksa müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelecek herhangi bir ibareyle bu yükümlülüğün altına girildiğinin el yazısı ile yazılarak imzalanmış olması gerekmektedir.
Kefilin sorumluluğunun uzayan kira süresi bakımından da devam edebilmesi için bu hususun sözleşmede açıkça kararlaştırılmış olması gerekmektedir. Bu durumda da dikkat edilmesi gereken husus kefilin uzayan dönemdeki sorumluluğunun azami hangi süreyle ve hangi miktarla sınırlı olacağının yine açıkça gösterilmiş olmasının gerektiğidir. Bunun sebebi ise kefilin ne kadar süreyle kefil olacağını bilmediği bir yükümlülük altına sokulamayacak oluşudur.
Konumuz ile ilgili Yargıtay Kararlarından birkaçını yazımız sonunda paylaşıyoruz.
“Somut olayda; takip dayanağı olan kira sözleşmesi 01.02.2008 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli olup, davalı …, kira sözleşmesini müşterek ve müteselsil kefil olarak imzalamıştır. Kira sözleşmesinde uzayan dönemlere ilişkin kira parasının artış miktarı ve kefilin sorumluluğunun kira sözleşmesinin bitimine kadar devam ettiği kararlaştırılmış ise de, kefilin azami sorumlu olacağı süre ve kira miktarı belirlenmemiştir. Bu nedenle kefilin uzayan dönemde de kefaletinin devam edeceğine ilişkin sözleşme hükmü geçersiz olup, kefilin sorumluluğu, sözleşmede belirlenen bir yıl kira süresi ile sınırlıdır. Takibe konu kira alacağı 2009 yılı Ekim ayı kirası ile 2009 Şubat ayından Ekim ayına kadar uzayan döneme ilişkin kira farkından kaynaklanmaktadır. Kefil ilk yıl sonrası yenilenen döneme ilişkin kira borcundan sorumlu tutulamaz. Bu nedenle davalı kefil … hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru değildir.” Yargıtay Kararı – 6. HD., E. 2012/2694 K. 2012/6759 T. 7.5.2012
“Somut olayda; Takibe Konu Kira akdi 15.01.2010 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli olup, temyiz eden davalı …, kira sözleşmesini müteselsil kefil olarak imzalamıştır. kira sözleşmesinin hususi şartlar 16. maddesinde “kefilin kefaleti kiracı kiralananda kaldığı sürece devam eder” düzenlemesi kabul edilmiş ayrıca kira sözleşmesinin 6. maddesinde uzayan dönemlerde kira parasının %10 arttırılacağı kararlaştırılmıştır. Taraflarca kira parasının artış miktarı sözleşmede belirlenmiş ise de, kefilin azami sorumlu olacağı süre belirlenmemiştir. Bu nedenle kefilin uzayan dönemde de kefaletinin devam edeceğine ilişkin sözleşme hükmü geçersiz olup, kefilin sorumluluğu, sözleşmede belirlenen bir yıl kira süresi ile sınırlıdır. Takibe konu alacak 2010 yılı 7. aydan 2011 yılı Ocak ayına kadar olan kira parasına ilişkindir. Kefil kira sözleşmesini aşan kısımdan sorumlu tutulamayacağından, bu husus değerlendirilerek, bir karar verilmesi gerekirken, takip konusu miktarın tamından sorumlu tutulması doğru değildir.” Yargıtay Kararı – 6. HD., E. 2012/4793 K. 2012/6413 T. 20.4.2012
Kira sözleşmelerinde kefilin sorumluluğu, kiracının kira bedellerini ödeyememesi veya sözleşme koşullarına uymaması durumunda devreye giren bir hukuki mekanizmadır. Bu nedenle kira sözleşmeleri hazırlanırken dikkatli ve titiz davranılmalı, ayrıca uzman avukatlardan profesyonel hukuki destek alınmalıdır.